11 Mayıs 2011 Çarşamba

İste Verilecektir, Ara Bulacaksın, Kapıyı Çal Açılacaktır...

Galiba gerçekten de işin sırrı bu.
Yani istemeden hiç bir şey olmuyor herhalde.
Ama önemli olan da, ne istediğini bilmek.
Insan bir şey isterken de çok dikkatli olmalı, yoksa istediğini zannettiği şey bir zaman sonra nefret ettiği bir şey haline gelebiliyor şu hayatta.
Benden söylemesi...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Sevdalı Başım...

 



Ah benim sevdalı başım
Ah benim şair telaşım
Ah benim sarhoşluğum
Ah çılgın yüreğim
Sus artık uslandır beni

Kaç okyanus geçtim böyle
Kaç denizde yitip gittim
Kırılmış direkler yırtık yelkenlerle
Kaç seferden yorgun döndüm

Ah benim yaralı ruhum
Ah benim insan kusurum
Ah benim isyanlarım, ah yalnızlıklarım
Gel artık uslandır beni

Ah benim iyimser yanım
Ah benim aldanışlarım
Ah benim kavgalarım
Ah pişmanlıklarım
Sus artık uslandır beni

27 Nisan 2011 Çarşamba

Bu Yaz Nerelere Gitmeli ki ?...

Aklımda birkaç alternatif var aslında : Foça, Çeşme, Dalyan, Kaş kesinlikle...
Bunlar yurtiçi alternatiflerim. Bir de yurtdışı alternatiflerim var : Sicilya yeniden, Hırvatistan ve Yunanistan...

Müjü de ayarlarsa kendini, bu yaz bolca gezeriz...

24 Nisan 2011 Pazar

Pazartesi sabahı...

Gönül isterdi ki şöööle güneşli bir gün ile haftaya başlayalım, ve bütün hafta da aynen güneşli, huzurlu ve mutlu geçsin.
Hafta yine de mutlu ve huzurlu geçer de, bu güneş ne zaman bizi hatırlar, gerçekten merak ediyorum.
Yine de sanki hava güneşliymiş gibi güzel bir şarkıyla başlayayım diyorum haftaya...

22 Nisan 2011 Cuma

Uzunca bir aradan sonra geri dönmek güzel...

Yazacak o kadar çok şey var ki, her gün yazarsam, yazmaya ara verdiğim dönemin acısını fazlasıyla çıkarırım tahmin ediyorum.

O yüzden artık başlamak lazım, ve yazmaya ara vermemek lazım, ne olursa olsun, mutlaka fırsat yaratmak lazım, tıpkı hayata ve eğlenceye ara vermemek gerektiği gibi...

Çok sık duyarım çevremdeki insanlardan " Bundan sonra yaşamın tadını daha çok çıkaracağım !" ya da " Artık hiçbir şeyi kafaya takmak yok !" gibisinden lafları, özellikle de başlarına gelen bir kayıp ya da üzüntü sonrasında. Ama aradan birkaç gün geçer ve sanki o laflar hiç söylenmemiş gibi eski yaşama yeniden geri dönülür.

Benim için de bu kaçması zor bir gerçeklik, hayatın içinde olan ve beni zaman zaman içine çekmeye çalışan. Hiç kapılmıyor muyum onun gücüne ve içine, tabi ki kapılıyorum. Tek fark, artık ne olduğunun ve nerede olup ne yaptığımın farkında olarak bunu yapıyorum ve iyice derinlere doğru gitmeye başladığımı farkettiğim anda atıveriyorum kendimi tekrar dışarı. Tabi öyle yapınca biraz sarsıcı oluyor ama, yine de bunu yapabildiğim için mutluyum.

Yeni bir başlangıç yaptım hayata. Ve gidebildiğim kadar da gideceğim.
Yol engebeli, hava şartları oldukça sert zaman zaman.
En zor olanı ise, bu yolda yalnız olmak.
Ama bu yalnızlık da bana ayrı bir huzur veriyor, ayrı bir güven....