18 Ağustos 2009 Salı

Kendine izin ver !...

Çoğu zaman yaptığımız bir şey galiba, gerçekten ne istediğimize bakmadan ve de içimizin bize söylediklerini duymazdan gelerek sadece bize doğru gibi görünen şeyleri yapmak, onları yaparken de "mutluy-muş" ve bunu gerçekten "istiyor-muş" gibi görünmek...

Ama üzerinden zaman geçer, istediğimizi sandığımız şeyin aslında istediğimiz şey olmadığını anlarız, ama buna rağmen ısrar ederiz, "hayır ben bunu istiyorum, başta bunu isterken de bunun farkındaydım, şimdi de farkındayım, sadece şu anda falanca konular beni biraz fazla yordu, o yüzden sıkıntılarım var, yoksa seçimimle ilgili herhangi bir şüphem yok!!!" diyerek de içimizin istediğini görmezden gelmeye ve aklımızın bizim için seçmiş olduğu ile, içimiz ve dolayısıyla biz mutlu olamasak bile mutlu olmaya çalışmakla geçip gider ömrümüz.

"Hayır, ben yanlış bir seçim yaptım, ama artık neyi istediğimi biliyorum" diyerek kendini yeni fırsatlara açabilenimiz o kadar az ki, ve bunu yapma cesareti gösterebilenler de "acaba doğru mu yapıyorum, yoksa önceden daha mı iyiydim?" gibisinden gelgitleri o kadar sık yaşıyor ki...

Ve asıl olan, aslında hiçbir şeyi yaşamadan bilemeyeceğimiz galiba.

Bilmeye çalışmanın hiçbir faydası da yok, çünkü ne yaparsak yapalım, bilemiyoruz, sadece bildiğimizi sanıyoruz. Ama bildiğini sanıp yanlış yapmak yerine, ilk baştan itibaren bilmediğini kabul edip ne yaşanacaksa onu deneyimleme cesareti gösterip sonunda hüsran bile olsa, bunu bir deneyim olarak kabul edip önüne bakabilmek, çok daha sağlıklı galiba.

Zaten biz kendimize bunun için izin vermezsek, kim bize bu izni verebilir ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder