27 Ocak 2010 Çarşamba

Öğrenmenin En Iyi Yolu, Hatalarımızdır...

Oysa ne gariptir ki, çocukluğumuzda bize "onu öyle yapma !", "sakınnnnn! öyle yaparsan bak uff olur yavrum!" şeklinde nasihatlarla dolu yapmamız ve yapmamamız gerekenlerin bir listesini verirler elimize, ve tüm hayatımız boyunca da bu liste hayatımıza giren insanlar tarafından eklenen yeni yeni maddelerle uzar gider, bir süre sonra da artık listenin ne başını hatırlarız ne de sonunu...

Dolayısıyla benim bu noktada önerim, daha deneysel bir yaklaşımla, herşeyi de sıfırlayarak, tüm bildiklerimizi unutarak, ve hiçbir varsayımda bulunmadan, herşeyi yeni baştan deneyimleyerek sonuçlar çıkarmak suretiyle YAŞAMAYA YENİDEN BAŞLAMAK !...

Zira bence öğrenmenin en iyi yolu, yapmak, yaptığımızın sonucunu görmek, ve bu sonuçtan kendimize dersler çıkarmaktır...Tabi burada önemli olan, sonuçtan çıkardığınız dersin, gerçekten alınması gereken ders olup olmadığıdır. Ama yanlış dersi çıkrmış bile olsanız, bu hiç ders çıkarmamaktan yine de daha iyidir, çünkü en fazla ikinci ya da hadi diyelim üçüncü kez benzer hataları yaptınız, ve sonuçta mutsuz oldunuz, en nihayetinde esas dersi öyle ya da böyle alacaksınız.

Bunu hayatımızın her alanında uygulayabiliriz, uygulamalıyız, ve hatta zaten farkında olsak da olmasa da uyguluyoruz. Önemli olan, bunun farkına varıp varmadığımızdır. Zaten iyileşme ve gelişme sürecimiz de, bu farkına varma anından itibaren başlıyor ve zaman içerisinde de hız kazanıyor.

Ve bir süre sonra artık öyle bir seviyeye ulaşıyor ki insan, yaşadığı mutsuzluklar, üzüntüler, hissedilen acılar geliyor ve gidiyor. Bu o kadar hızlı oluyor ki, ve farkında olan insanlar da bunun geçici olduğunu bildiğinden, öyle anlarda da hayata karşı sevgi dolu kalmayı başarabiliyorlar..

Gerek işyerindeki birlikte çalıştığınız insanlar, gerekse özel hayatınızda sevginizi paylaştığınız eşiniz ya da sevgiliniz, ve bunlardan daha da öncesinde tabii ki evinizdeki aile yaşantınız, ve arkadaşlarınız ile olan ilişkilerinizde, hep hatalar yapmaktan korkar ve kaçarız. Ama korkutuğumuz çoğu şeyin başımıza gelmesi gibi, olmasını istemediğimiz çoğu sonucu da bir şekilde er ya da geç yaşarız. Önemli olan da zaten, işte o korktuğumuz sonucu yaşadıktan sonra yaptığımız ilk şeyin ne olduğu, ve bunun bizim başımıza neden geldiğinin doğru bir şekilde tahlilini yapabilmek.

Sonuçta hayat öyle çok kısa falan da değil bence, hayat pek çok hata yapabilmemiz ve hatta aynı hataları tekrar tekrar yapmamız için yeterince uzun. Yeter ki biz bu uzun hayata güvenip aynı hatayı tekrar tekrar yapmaktan bir noktada ayrılıp, mutluluk skalasının pozitif tarafından hayata yeniden dahil olacak şekilde deney parametrelerinde gerekli değişiklikleri yapacak cesareti gösterelim.

Yoksa aynı koşullar altında aynı deneyi yaparak farklı bir sonuç beklemek, Einstein' ın da dediği gibi, aptallıktan başka bir şey değil galiba... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder