12 Kasım 2009 Perşembe

Etna Yanardağı' na volkanik bir gezi...

Harika bir gün, güneş daha sabahın köründe tüm gün tepede olacağını belli edercesine "ben burdayım, hiiiççç merak etmeyin, kafanıza göre takılın, gidin gezin görün!" diyor.
Ama nereden bilsin bizim 3000 m yüksekliğe çıkacağımızı, ve normalde insanların yazın gidip gördüğü yanardağı Kasım' ın 10' unda görmek isteyeceğimizi.
"Bu mevsimde orada kar da yağar, fırtına da çıkar tabii, ne bekliyordunuz ki !" deyiverdi kendileri :)

Zira biz gayet mutlu mesut bir şekilde, son derece uluslararası bir ekip, 2 Alman, 2 Ispanyol, 1 Ingiliz ve bendeniz 1 adet Türk, ancak her an vatandaşlık değiştirme işlemlerini başlatma kapasitesine ve deliliğine haiz arkadaşınız, rehberimiz muhteşem Vincenzo eşliğinde önce öğle yemeğini yiyeceğimiz 2000 m' ye kadar iki mola vererek, ve bu arada volkanik dağlar hakkında Vincenzo' nun muhteşem (!) Ingilizcesinden anlayabildiğimiz kadarıyla hepimiz bir şeyler kaptık.



********************************************************************************
Hey Vincenzo, yes man, I' m talking about you, of course I' m telling very very nice things about you, come on, you know, we are friends forever now, but don' t forget your promise, ok...
********************************************************************************
Araya parça almak zorunda kaldım, zira bu yolculukta tanıştığım ve beni bilgisayar başında gören herkes "Sen yolculukta bile çalışıyor musun, ne kadar manyakça bir durum!" dedikten sonra doğal olarak onlara yolculuğumla ilgili yazdığım bloğu anlatıp gösterince onlar da takip etmeye başlıyorlar, ve hatta "Aaaaa, bak benimle ilgili de birkaç satır yazmazsan, gerçekten darılırım !" benzeri sitemlere başlayınca, mecbur aralara böyle parçalar alma zorunluluğu doğuyor.

Çok komik ama, dün akşam Palermo' da hostelinde kaldığım Giuseppe mail atmış bana, "Hey adamım, senin bloğuna yorum yazmak istedim, ama yapamadım, nasıl yorum yazacağımı anlatsana bana" diye mail atmış :)
Daha da komiği, Palermo geceleriyle ilgili koyduğum fotoğraflardan birinde, takip edenler hatırlar, benim Kanadalı güzellerimi, Anja' nın gül yerkenki fotoğrafını koymuştum, aslında o anda o gülü yediğinin farkında bile değildim, zira o gülü ona yesin diye vermemiştim :), neyseeee, ama sonra görünce o pozu çok hoşuma gitti, ve koyuverdim, sonra hatun bana 2 gün trip yaptı, "çok çirkin çıkmışım, görmüyor musun yahu!" diye, de diim ki, ben de "sen her halinle güzelsin, gül yerken bile" deyip geçiştiriverdim...Ama oluyor yani, zaten kimseye hiçbir şeyi %100 beğendirme şansı yok galiba şu hayatta...

Neyse, yola çıktık, ama daha yolda zaten Vincenzo "Hmmmmm, hava aslında güzel gibi görünüyor, ama yukarılarda sorun yaşayabiliriz, çok emin değilim, ama sanırım 2200 m' nin yukarısına çıkamayabiliriz, haberiniz olsun" demeye başlayınca durum anlaşılmaya başladı. Zira Yanardağın tepesi tamamen bulutlarla kaplıydı, ve Vincenzo' nun söylediğine göre orada şu anda kar yağmaya başlamıştı. Dağın eteklerinde ise muhteşem bir gökkuşağı vardı :)



Ve işte ilk durağımız, Yanardağ çıkışına başlamadan önce "son kahvelerinizi için, yukarda hiçbir b..k bulamayacaksınız!" der gibi birer kahve içmek ve özellikle Taormina' nın yukardan fotoğrafını çekmemiz şart oldu.



Ve kahveler içildikten, fotoğraflar çekildikten sonra, yola koyulduk ve ikinci molayı 1986' daki patlama sonrasında 2 km aşağıya kadar inen lavların oluşturduğu bir akıntıda verdik.



Bu molada Vincenzo yanardağların genel özellikleri hakkında bilgiler verdi.

Ne gibi mi, mesela Etna Yanardağı' nın genel olarak her 10 yılda bir hareketlendiğini, ve son patlamanın 2002' de olması sebebiyle de bir sonraki patlamanın 2012' de olabileceği ihtimalinin olduğu, ama bunu önceden kestirmenin olanağının olmadığı gibi.

İşin tek güzel yanı, yanardağlar patlayacağı zaman, 1 gün öncesinden itibaren yer altı hareketlenmeye başlarmış, ve volkanik depremler olurmuş, dolayısıyla da insanlara evlerini boşaltmaları için 1 günlük bir süre kalırmış. Zira akşamüstü göreceğimiz yıkılan ve eriyen 3 otelde bu yüzden ölen kimse olmamış !!!


Olay yeri inceleme ekibi görev başında

Ve yola devam ediyoruz, 1667 m yükseliğindeki Monti Sartorius kapısından Yanardağ bölgesine giriş yapıyoruz.





Burada Vincenzo, yanardağ patladığında lav topları oluştuğunu, Vincenzo' nun arkasında sağında ve solunda göreceğiniz üzere, ve bu lav toplarının yuvarlana yuvarlana aşağıya indiğini, inerken de üzerinden yanından geçtiği herşeyi eriterek indiğini anlatıyor.


Etna Yanardağı kraterleri

Yanardağ her hareketlendiğinde, yeni kraterler açılıyormuş. Dolayısıyla yanardağın bir kez aktif olduğu yerden bir daha hareket beklenmiyormuş. Bu sayede Sicilyalılar' a da turizme katkı yapma şansı doğuyor, yanan kraterlere turistik gezi yapma imkanı, ve gelsin €' lar :)


Bu da yanardağ patladığında etrafa deli fişek gibi saçılan lav taşı...Bunlar demir içeren yassı kayalar, bumerang şeklinde etrafa km' lerce hızla fırlıyormuş, dolayısıyla tarih boyunca da yanardağ patlamalarında ölen insanların büyük çoğunluğu bu kayaların çarpması sonucu mefta  oluyormuş. Geri kalanları da yanardağ patlamasında etrafa yayılan sülfürik asit gazından ölmüş.
Yani ööle, en azından ben öyle canlandırmıştım kafamda, lavlardan cayır cayır yanan insanlar, derileri eriyerek kemikleri dışarı çıkan insan görüntüleri hiç olmamış :(



Bu da yanardağın lavları yeraltında sıvı halde lıkır lıkır akarken, gaz çıkarmak için açtıkları deliklerden. İşte bu deliklerden çıkan gazlar, ve "ahanda ne oluyor burada, bu çıkan gaz da neyin nesi ?" diyen güzel Sicilya' mın insanları merakları yüzünden hayat yolculuklarına oracıkta son veriyorlarmış. O yüzden boşuna dememişler, insanın başına ne gelirse meraktan gelir diye...

Ve sonra öğle yemeği molası veriyoruz. Bu arada yemek yediğimiz yerde de kar yağışı başlıyor. Ama yemek sonrası yukarı tırmanışa devam edince görüyoruz ki, Etna' nın tepesi zaten daha şimdiden bembeyaz.



Vincenzo bu arada araya girerek bizi rahatlatıyor, "Merak etmeyin, zaten isteseniz de en tepeye çıkamayız, zira arabayla çıkılabilen en yüksek yer 2000 m" diyor.
Biz oraya kadar çıktık. Geriye kalan 1000 m' yi yürüyerek çıkmak 6-7 saat sürüyormuş, ya da sizi ciple çıkaran başka bir grup var ki, bu mevsimde zaten onlar da tatil yapıyormuş.


Ve işte 2002' deki patlama sonucunda aşağı akan lavların etkisiyle çöken ve eriyen 3 otelden biri. Otelin çatısı yer seviyesinde, demirleri erimiş, öylece duruyor...


Etna Yanardağı' nın zirvesi

Ve son olarak, sıvı lavların yer altında aktıkları mağaralardan birine iniyoruz.







Mağaranın içinde yükseklik çok değişken olduğundan, bazen bel hizasına eğilerek yürümek zorunda kalıyorsun, aksi takdirde benim gibi kafanı defalarca kayaya çarpıyorsun :)

Ve yorucu bir günün ardından Etna Yanardağı' ndan ayrılıyor, ve şehrin yolunu tutuyoruz.

Artık yanardağların tüm sırlarını da öğrenmiş olarak geri dönüyorum, ve bundan dolayı son derece mutluyum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder