13 Ekim 2009 Salı

Gün 1 - İstanbul Atatürk Havalimanı

Eveeeeeettt, ve işte yolculuk başlıyor.
Sabah 6:00' da taksinin tekeri döndü, ama o saatte bile bu şehir insana "acaba trafik var mıdır ?" "ya yetişemezsem..." dedirtebiliyor. Gerçi taksicinin hiç mi suçu yok bunda, o da tartışılır, zira sabahın 6' sında "sahilden mi gidelim abi, yoksa çevreyolundan mı?" diye sorunca, insan ister istemez "bu bir tuzak soru mu ? bu saatte trafik mi olur, o yüzden mi sahilden gitmek istiyor bu adam ?" "kesin beni uzun yoldan götürmek için sordu bunu" gibisinden komplo teorilerini bir kenara bırakıp "nerden gidersen git kardeşim, keyfin bilir, zira ben zaten bu detayları düşünmeyeceğim bir yolculuğa çıkıyorum, ve buna şimdi başlıyorum" diyerek sadece camdan Istanbul' u seyretmeye, yolu takibi ise taksiciye bıraktım.
Saat 6:30 itibarıyla check-in kuyruğunda, 7:00 gibi de pasaport kontrolündeydim.
Dolayısıyla lounge' a gelip, sabah kahvemi içmek için çok az zaman kaldı.
E bir de bu yazıyı yazmanın ağır sorumluluğu var üzerimde...
Ama işimi ve misyonumu ciddiye alarak ilk yazmı yazıyor, bir yandan da kahvemi yudumluyorum.
Artık yavaş yavaş toparlanma ve çıkış kapısına doğru yola koyulma vaktidir.
Daha yolda D&R' a uğranarak bir miktar dergi alınacak, ve bir de Barselona' da tüttüreceğim purolar için de free-shop' a uğramam lazım.
Bekle beni Barselona, geliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder