26 Ekim 2009 Pazartesi

Lizbon' a dair...

Lizbon hakkında hiçbir şey yazamadığımın farkındayım.
Biraz üşengeçlik, biraz da yorgunluktan sanırım.
Ehhh, yaş 34, ve aşağı yukarı 12 gündür sürekli yollardayım.
Öyle 20' li yaşlardaki enerji de kalmamış galiba, hal böyle olunca da insan sürekli aynı motivasyonda kalamıyor.

Lizbon hakkında aslında söylenecek çök fazla bir şey yok.
Açık söylemek gerekirse, çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim şehri.
Özellikle haftasonu daha bir hareketli, ve eğlenceli olduğu kesin.
Ama birkaç meydan dışında, şehrin öyle aman aman bir etkileyiciliği yok gibi geldi bana.
Bir tek dün gittiğim Sintra bölgesine hayran kaldım.

Şehir merkezinden trenle 40 dakika mesafede, tam bir cennet masalı.
Araplar' ın etkisinde oldukları dönemde yaptırılan Pena Kalesi, gerçekten görülmesi gereken, ve Lizbon' a tepeden bakarak Atlantik Okyanusu' nu görebildiğiniz hatta Okyanusu dinleyebildiğiniz inanılmaz bir yer.
Gerçek bir cennet diyebilirim.
Zaten bu yüzden de inanılmaz turist çekiyor.
Dün günlerden de Pazar olunca, müthiş bir kalabalık vardı bölgede.

İşte size Sintra' daki orman ve kaleden bazı etkileyici resimler :


Sintra treni



Kalenin alt tarafındaki giriş kapısından girdiğinizde sizi muhteşem bir bahçe karşılıyor, oradan tekrar otobüsle kaleye çıkıyorsunuz


Kaleye doğru yürüyoruz


Kaleye bu kemerden giriyoruz, Arap çöllerindeki saraylarda gibiyiz :)



Kalenin bahçesinden görünüm


Muhteşem bir görüntü


Ve işte kalenin terasından muhteşem Atlantik Okyanusu manzarası
Keşke size dalgaların sesini de dinletebilsem...

İşte bir Pazar günü Lizbon' un yakınlarındaki Sintra bölgesinde böyle geçti. Daha sonra Lizbon' a geri döndüm. Ve sonrası biraz can sıkıcıydı, ama bu detaya girmeyeceğim.
Ayrılıklar her zaman zordur, bunu son dönemlerde en sık yaşayanların başında geliyorum herhalde. Ve hala tam olarak olayı anlayamamış olacağım ki, dün geceden beri içimi kemiren, ve daha düne kadar festival havasında takılan ruhumu bir anda yasa boğan bir böcek dolaşıyor içimde. Gerçi o böceğin ne olduğunu da çok iyi biliyorum, geçmiş tecrübelerden yola çıkarak beni korumaya çalıştığını sanan EGO' mdan başkası değil.

Sonuçta yola devam etmek gerekiyor, ve ben yaklaşık 2 saat sonraki trenle Lizbon' dan Porto' ya geçiyorum. Sonrasını hep birlikte göreceğiz.

Şimdilik benden bu kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder